İran-İsrail Savaşı Türkiye Konut Piyyasını Fırtınaya Sokabilir!
İran-İsrail arasındaki savaş gerilimi, Türkiye’de konut piyasasını çok boyutlu tehdit ediyor. Enerji fiyatlarındaki artışın inşaat maliyetlerini yukarı çekmesi, İranlı ve Körfezli yatırımcıların Türkiye’ye yönelmesi ve olası yeni bir göç dalgasının kiralık piyasayı hareketlendirmesi, uzmanları alarm durumuna geçirdi. Vartur Emlak CEO’su Şerif Nadi Varlı, özellikle İstanbul, Antalya ve sınır kentlerinde konut fiyatlarının artabileceğine dikkat çekerek, “Bu sadece bir emlak krizi değil; sosyal ve ekonomik domino etkisi yaratabilir” uyarısında bulunuyor .

💎 Enerji ve Maliyet Şoku: Konut Üretiminde Darboğaz
- Petrol Fiyatlarındaki Artış Zincirleme Etki Yaratıyor: İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi, petrol varil fiyatlarını $75-$130 bandına çıkarma riski taşıyor. Türkiye’nin yıllık 49 milyon ton petrol ve petrol ürünleri ithalatı göz önüne alındığında, bu durum inşaat sektöründeki enerji maliyetlerini %5-15 artırabilir. Özellikle asfalt, çimento ve çelik üretiminde enerji yoğun süreçler, konut maliyetlerini doğrudan yukarı çekecek .
- Nakliye ve Tedarik Zinciri Krizi: Savaş nedeniyle bozulan tedarik hatları ve artan nakliye giderleri, çelik ve alüminyum gibi temel inşaat malzemelerinde %10-30’luk fiyat dalgalanmalarına yol açıyor. Bu da proje bütçelerini aşarak yeni konut arzını yavaşlatıyor .
- Finansman Sıkışıklığı: Ekonomik belirsizlik ortamında bankaların konut kredilerinde sıkılaşma eğilimi, yatırımcı ve alıcıların kredi erişimini zorlaştırıyor. Faiz artışları ve risk primi yükselişi, konut talebinde iç kaynaklı daralmaya neden olurken, yabancı yatırımcılar için fırsata dönüşebiliyor .
🌍 Yabancı Yatırımcı Dalgası: ‘Güvenli Liman’ Arayışı
- İranlılar Öncü Aktörler: Şerif Varlı’nın vurguladığı gibi, İranlı yatırımcılar kriz dönemlerinde Türkiye’yi “güvenli liman” olarak görüyor. Özellikle İstanbul ve Antalya’daki lüks konutlar ile ticari gayrimenkullere (otel, iş merkezi) yönelik talep artışı bekleniyor. Bu durum, “yatırımlık konut” segmentinde fiyatları yukarı çekebilir .
- Körfez ve İsrail’den Kaçış: İsrailli vatandaşlar ve Körfez ülkelerindeki yüksek gelirli bireyler, Türkiye’yi alternatif yerleşim ve yatırım merkezi olarak değerlendiriyor. Antalya gibi turistik bölgelerde ikinci konut alımlarının artması, bölgesel fiyatları şişirebilir .
- Yabancı-Alıcı Dengesizliği: İç talebin düşüşüne karşın yabancı yatırımcıların odaklandığı bölgelerde (Beşiktaş, Kadıköy, Konyaaltı) fiyatların “yerel alıcıyı zorlayacak” seviyelere çıkma riski var. Ancak bu talep, tüm piyasayı domine edemeyecek; sadece belirli lokasyonlarda yoğunlaşacak .
Tablo: Yabancı Yatırımcıların Türkiye Konut Piyasasındaki Olası Etkileri
Yatırımcı Grubu | Tercih Ettiği Bölgeler | Etki Alanı | Risk/Fırsat |
---|---|---|---|
İranlılar | İstanbul, Ankara, Van | Lüks Konutlar | Fiyat Artışı |
Körfezliler | Antalya, Bodrum, İzmir | Turistik Konut | Kira Artışı |
İsrailliler | İstanbul, Çeşme | Güvenlikli Siteler | Talep Yoğunluğu |
🚨 Göç ve Kiralık Piyasası: Sosyal Patlama Riskleri
- İran’dan Olası Göç Dalgası: Türkiye’nin coğrafi konumu, İran’dan kaçacak nüfus için hem “geçiş koridoru” hem de “kalıcı sığınak” işlevi görebilir. Şerif Varlı, 2011 Suriye krizinde olduğu gibi, önce kiralık piyasada talebin patlayacağını, ardından satış fiyatlarına yansıyacağını belirtiyor. Van, İstanbul ve Ankara’da kiralarda %15-25’lik artış bekleniyor .
- Sınır Kentlerinde Konut Krizi: Van, Iğdır ve Ağrı gibi İran sınırındaki şehirlerde, geçici göçmen akını nedeniyle konut stokları yetersiz kalabilir. Bu durum, yerel halkla göçmenler arasında “konut rekabeti” yaratarak sosyal gerilimi tetikleyebilir .
- PJAK Tehdidi ve Barış Süreci: İran’ın PJAK milislerinin yeniden hareketlenmesi, Türkiye’nin doğusunda güvenlik riskini artırıyor. Bu da bölgedeki konut yatırımlarını durma noktasına getirebilir. Erdoğan’ın başlattığı PKK barış sürecinin sekteye uğraması, konut piyasasında güven kaybına yol açabilir .
📈 Bölgesel Etkiler: İstanbul, Antalya ve Sınır Şehirleri Farkı
- İstanbul: Yabancı Yatırımın Merkez Üssü: Özellikle lüks projelerde İranlı ve Körfezli alıcıların payı artacak. Ancak iç talebin düşük olması, orta segmentte fiyat düşüşlerine neden olabilir. Şerif Varlı, “Merkezi lokasyonlarda fiyat uçurumu büyüyecek” diyor .
- Antalya: Turizm ve Konut Kısır Döngüsü: Turizm gelirleri düşse bile, yabancıların ikinci konut alımları fiyatları diri tutabilir. Ekonomist Prof. Dr. Ahmet Yaşar’ın uyarısına göre, “Kur artışından kaynaklı fiyat yükselişi kaçınılmaz” .
- Van ve Sınır Kentleri: Kiralarda Patlama: Göçmenlerin ilk durağı olan bu şehirlerde kiralık konut talebi hızla artabilir. Ancak altyapı yetersizliği ve sosyal uyum sorunları, konut piyasasını istikrarsızlaştırabilir .
🛡️ Politika Önerileri: Kriz Nasıl Yönetilmeli?
- Acil Konut Arzı Planlaması: Belediyeler, göç dalgasına hazırlık için düşük maliyetli toplu konut projelerini hızlandırmalı. Kamu arazilerinin konut üretimine açılması, kiraları dengeleyebilir.
- Yabancı Yatırımda Denge: Yabancı alıcılar için asgari fiyat sınırı veya bölgesel kısıtlama getirilerek, iç piyasanın aşırı ısınması önlenmeli.
- Sosyal Uyum Mekanizmaları: Göçmenlerin yoğunlaştığı bölgelerde konut kotaları ve kiralık kontenjanları ile yerel halkın mağduriyeti azaltılmalı .
- Enerji Maliyetlerini Düşürücü Tedbirler: İnşaat sektörüne yönelik vergisel destekler ve yerli malzeme teşvikleri, maliyet artışını kısmen absorbe edebilir .
⚠️ Risk Senaryoları ve Uyarılar
- En Kötü Senaryo: İran’da rejim çökerse, Suriye benzeri bir mülteci tsunamisi Türkiye’yi vurabilir. Bu durumda konut piyasası tamamen dış talebe bağımlı hale gelir .
- Kürecik Üssü Gerilimi: İran’ın Malatya Kürecik’teki NATO radar üssünü hedef alması, bölgedeki konut değerlerini çökertebilir. Kamuoyundaki “Üssü kapatın” çağrıları, siyasi krize dönüşebilir .
- Turizm Gelirlerinin Çöküşü: Savaşın uzaması, Antalya’daki turizm gelirlerini düşürerek, konut yatırımlarını finansal risk haline getirebilir .
İran-İsrail savaşının Türkiye konut piyasasına etkileri, “fırsat” ve “tehlike” ikilemi taşıyor. Kısa vadede yabancı yatırımcı ilgisi fiyatları desteklese de, göç dalgası ve enerji maliyetleri, iç piyasayı sıkıştırabilir. Şerif Varlı’nın da altını çizdiği gibi, “Tedbir alınmazsa, konut erişilebilirliği sosyal patlamaya dönüşebilir”. Kritik olan, yerel ve merkezi otoritelerin konut arzını stratejik olarak artıran, sosyal uyumu gözeten ve spekülasyonu engelleyen politikaları acilen devreye almasıdır.
