Manisa’nın Salihli ilçesinde yer alan Sardis Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alındığı açıklandı.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 2013’ten bu yana UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunan arkeolojik alan, Paris’te gerçekleştirilen 47. Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda oy birliğiyle kalıcı listeye alındı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Sardis Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri, UNESCO ailesine katılarak 22. kültürel hazinemiz oldu. Türkiye’nin kültürel hazineleri, birer birer gün yüzüne çıkmaya devam edecek. Gece müzeciliği kapsamında ziyaretçilerini ağırlayan Sardis Antik Kenti’nin büyülü atmosferini keşfetmeye herkesi davet ediyorum,” diye konuştu.

UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin 47. Oturumu’na, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz ve Sardis Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Profesör Doktor Nicholas Cahill ile katılan, Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Aybet, “Bu karardan çok mutluyuz,” dedi.
Aybet, Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Komitesi üyeliğine en yüksek oyu alarak 2023-2027 dönemi için seçildiğini ve hali hazırda 21 ülkeden müteşekkil UNESCO Dünya Miras Komitesi üyesi olduğunu ifade etti. Türkiye’nin UNESCO’da görünürlüğü olan bir ülke olduğunu vurgulayan Büyükelçi,
“Hem Yürütme Kurulu üyesi hem de bu çok önemli Dünya Miras Komitesi üyesiyiz. Onun için ayrıca mutluluk duyuyoruz. Hedefimiz, ülkemizin pek çokkıymetini Dünya Miras Kesin Listesi’ne kaydettirmek,”diye konuştu.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü İnceciköz, Tespit ve Planlama Dairesi Başkanlığının iki yıllık emekleri sonucunda Sardis Antik Kenti ve Bin Tepeler Lidya Tümülüsleri dosyasının bu hale geldiğini aktardı ve bu kültür varlığının listeye alınmasında emeği geçen herkese teşekkür etti.
Sardis Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Profesör Doktor Nicholas Cahill ise en önemli sorumluluklarından birinin, çok sevdikleri bu antik kenti korumak olduğunu belirterek, “Bugünkü karar, bu kenti korumak için çok büyük katkı sağlayacak ve aynı zamanda daha fazla insanın burayı tanımasına ve gelecekte tüm dünyaya tanıtılmasına yardımcı olacak,” dedi.

Cahill, Sardis’in çok özel bir yer olduğunu, doğasının ve kalıntılarının insanları büyülediğini, çalışmaya gelen pek çok kişinin geri dönmeyip burada kalmaya devam ettiğini dile getirdi.
Anadolu’nun yerli kültürü olan Lidya medeniyeti, güçlü arkeolojik ve mimari kanıtlarıyla dünyanın dikkatini cezbediyor. UNESCO’nun 3 numaralı kriteri kapsamında listeye alınan bölgede arkeolojik kazılar sürerken, disiplinler arası bir yaklaşımla yürütülen bilimsel çalışmalar ve koruma faaliyetleri de ulusal ve uluslararası iş birliğiyle devam ediyor.
Sardis’te gerçekleştirilen kazı çalışmaları ilk olarak1910-14 yılları arasında H.C. Butler tarafından başlatıldı, 1958-76 yılları arasında ise G.M.A. Hanfmann tarafından devam ettirildi. 1977 yılından 2007 yılına kadar C.H. Greenewalt başkanlığında sürdürülen kazılar, 2008 yılından beri N.D. Cahill tarafından yürütülmekte.

SARDİS ANTİK KENTİ
Gediz Ovası’nda, Paktalos Çayı Vadisi’nde, Bozdağ Dağı’nın kuzey eteğindeki bir tepenin çevresine kurulmuş olan bu antik kent, MÖ.1300’de kurulup MS.1200’de yıkılan Lidya Devleti’nin başkentiydi. Orijinal adı Sardeis olan kent, adını, antik çağda uzun süre değerli taş olarak kullanılmış Turuncu Kuvars taşının Batı dillerindeki karşılığı olan “Sard” kelimesinden almıştır. Kuvars taşı ve altın çıkarımı burada hâlen devam etmektedir.
Sardis, özgün sosyo-kültürel yapısı ve zenginliği ile Demir Çağı’nın önemli güç merkezlerindendi. Yaklaşık üç bin yıl boyunca kesintisiz olarak yerleşime açık kalmış olan kent ve çevresinin, Roma ve Bizans dönemlerinde de önemli bir yerleşim merkezi olduğu, kazı çalışmalarından anlaşılmaktadır.
Sardis, bilinen tarihe göre paranın ilk basıldığı yerdir. Ayrıca, tarihteki ünlü “Kral Yolu”nun başlangıcıdır. Hristiyanlığın batıya yayılmasında önemli rol oynayan Batı Anadolu’daki yedi kiliseden biri olarak anılan Sardis, dini açıdan da ayrı bir öneme sahiptir.

Tarihin bilinen ilk tiyatro kalıntıları da burada mevcut olup gün yüzüne çıkarılması için çalışılmaktadır. Tarihi kütüphanesi ve kral tahtları büyük bir oranda sağlam kalmıştır ve ziyarete açıktır.
Sardis; Akropolis, surla çevrili şehir merkezi ve sur dışındaki yerleşimler ile tümülüs tarzı mezar alanları olmak üzere üç ana bölümden oluşmakta. Kentin üst kesiminde devasa surlar ve teraslama sistemi, alt kesiminde ise kerpiç evler, kayaya oyulmuş mezarlar ve altın rafinerisi bulunuyor.
Sardis antik kentindeki başlıca tarihi yapılar;
- Akropol
- Gymnasium
- Sinagog
- Artemiz Tapınağı
- Hamam
- Mahkeme Binası
- Evler
- Mezarlar
- Bintepe Tümülüsleri’dir.
BİNTEPE TÜMÜLÜSLERİ
Sardis’in yaklaşık 5 km. kuzeyinde, Gediz Nehri ile Marmara Gölü arasındaki kısımda “Bin Tepeler” ismiyle anılan Lidya kraliyet mezarları bulunmakta. Burada bulunan, Lidya soylularının ve kraliyet ailesi üyelerinin defnedildiği irili ufaklı 119 tümülüs, 75 kilometrekarelik geniş bir alana yayılıyor.
Tümülüslerin tarihi Milattan önce 6. ve 7. yüzyıla kadar uzanıyor. Yapımına MÖ. 7. yüzyılda başlanmış olan Alyattes Tümülüsü gibi örnekler, dünyanın en büyük anıtsal mezarları arasında yer almakta.
Lidya sonrası dönemde Persler de bu mezarları kullanmaya devam etmiş ve tümülüs geleneği MÖ. 4. yüzyıla kadar sürmüştür.
Anıtsallıkları ile dikkat çeken bu insan yapımı tepeler, bölgenin tarımsal alanları içinde benzersiz bir kültürel peyzajdır.

Murat TÜZEL
CHP İstanbul Kültür ve Turizm Komisyon Başkanı
Şişli Kent Konseyi Turizm Komisyon Başkanı
Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu Üyesi